Kanser teşhisi hayattaki öncelikleri, yaşamı ve fiziksel görünüm dahil her şeyi etkiliyor. Hastalığa yakalananlar kanserin ne olduğunu, tedavi yöntemlerini araştırırken, hasta olmayanlar da korunma yöntemlerini ve yeni gelişmeler dahil her şeyi öğrenmeye çalışıyor. En çok gündeme gelen konulardan biri de nasıl beslenmek gerektiği.Kanserli bireyin nasıl besleneceği, hayatının diğer dönemlerinden çok daha önemli aslında.

Tedavi süresince doğru beslenme;

  • Güçlü ve enerjik kalmayı sağlar.
  • Psikolojik olarak daha iyi hissettirir.
  • Enfeksiyon riskini azaltır.
  • Kilonuzu ve vücutta depo halinde bulundurmanız gereken besinleri korumaya yardımcı olur.
  • Tedavilerle oluşan komplikasyonları azaltmanızı sağlar. İyileşmeyi destekler.

Bazı araştırmalar tedaviyle birlikte iyi beslenen bireylerin; kanser tedavi yöntemleri olan kemoterapi, radyoterapi, cerrahi operasyonlar ve biyolojik tedavilerin yan etkilerine karşı dayanıklılığının arttığını gösteriyor.

Hangi bilgi doğru?

Bu konuda herkes bilgi sahibi aslında.Kimisi üzüm suyunu mucize ilan ederken, kimi de otların mucizelerinden bahsetmekte. Duyduğumuz şeylerin bir kısmı doğru olsa da çoğu yanlış bilgi esasında ve daha çok kafa karışıklığına sebep olmakta. Esasında kanıtlanmamış bilgilerden uzak durmak gerekiyor ve şöyle de bir gerçek var ki kanserli bireyler için sabit bir beslenme programı yok. Yani uygun besinler herkes için farklı. Uygulanan tedavi, onun
yan etkileri, boya göre kilo kişiye göre değişiklik gösteriyor. Örneğin radyoterapiye bağlı gelişen yutma güçlüğünde besleyici değeri yüksek sıvı gıdalar öneririz, fakat bulantı kusmalar için önerimiz yağsız, kokusuz ve katı gıdalardır. Yani program yan etkilere karşı içerik oluşturabiliyor, bununla beraber de kanserin türü, evresi ve bireyin şahsi beslenme alışkanlıklarına göre de farklılık gösteriyor.

Genel olarak nasıl beslenelim?

Günde en az 5 porsiyon farklı renkte sebze meyve tüketmek önemli. Tek başına bir yiyeceği mucize olarak görmek ise yanlış olan. Bütün besinlerin kendine göre ayrı faydaları var ve bir besinin içindeki vitamin diğer bir besindeki başka bir vitamin veya mineralin yararlılığını artırıyor olabilir. Ne kadar çeşit olursa o kadar fayda sağlayacağımız kesin. Meyve tüketimi özellikle akciğer, özefagus, ağız boşluğu, pankreas, mide, kolon, rektum, mesane ve larinks kanserlerine karşı koruyucudur. Turuncu, kırmızı ve yeşil sebze ve meyvelerde bolca bulunan beta-karoten bağışıklık sistemimizi güçlendirir ayrıca kansere karşı koruyucu özelliği de var. İşlenmiş bütün ürünlerden uzak durmak da çok önemli. İşlenmemiş tahıl tüketmek de ilk basamaklardan birini oluşturmalı. Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, beyaz un yerine işlenmemiş unla yapılan yiyecekler, beyaz pirinç yerine bulgur veya kepekli pirinç çok daha besleyicidir.

Özellikle işlenmiş ve yağlı kırmızı etlerden de uzak durmak gerekiyor. Vücudun ihtiyaç duyduğu protein, demir, folik asitin birçoğunu kırmızı etten alıyor olsak da içeriğindeki yağ ve kolesterolle de zarar veriyor. Yani miktarını azaltıp her gün tüketmemek gerekiyor.

Proteinli diğer gıdalar olan yumurta, tavuk, hindi, balık, süt, yoğurt, peynir gibi besinlerin tüketimini artırarak protein tüketimini arttırılmalı çünkü; iyileşme, kas kütlesini koruma ve enfeksiyonlarla savaşmak için önemli.

 

Şeker kanser yapar mı?

Son yıllarda vücudumuza daha fazla şekerin girdiği aşikar. Sadece beyaz sofra şekerinden bahsetmiyorum. Hazır besinlerin birçoğunda artık şeker veya şekere benzer kimyasallar mevcut. Kullanılan et suları, hazır çorbalar, paketli gıdalar farkında olmadan vücudumuza şeker yüklüyor. Kanser dahil birçok hastalığa zemin hazırlıyor. Şekerden mümkün olduğu kadar uzak durmalı. Sadece kanser hastaları değil herkesin uzak durması gerekiyor. Abartılan her şeyin bir şekilde zarar verdiği doğru. Şekerli besin yerine meyve tüketmek en iyisi fakat onun da fazla şekerlilerinin miktarını ayarlamak şart. Fruktozu fazla olan incir, üzüm, muz, kavun ve karpuzu tüketirken dikkat edin. Taze sıkılmış meyve sularını da belli ölçüde tüketin. Çünkü vücuda yeterli olan günlük şeker miktarı maximum 30 gr.

Sarımsak faydalı mı?

Soğangillerin hemen hemen hepsi kuarsetinden zengin olup kanserden koruyucudur. Sarmısak en popüler olanı. %65 su, %26-30 fruktoz, %1.1-3.5 kükürtlü bileşik, %1.5-2.1 oranında protein, %1.5 lif ve serbest aminoasitlerden oluşur. Ciddi miktarda da saponin, fosfor, potasyum ve selenyum içerir. ABD’de en çok satılan ikinci gıda takviyesidir. İçindeki allium bileşikleri ile deri kolon, akciğer kanseri ve lösemiye karşı koruyucu olduğu kanıtlanmıştır. Karsinojenlerin atılımını sağlar ve tümör çoğalmasını önler ve de çok iyi bir antibakteriyeldir. Çiğ olarak tüketilmesi daha faydalıdır.

Neden tam tahıllar?

Sağlıklı vücut ağırlığı korumaya yardımcıdır. 35.000 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada günde en az 1 porsiyon tam tahıl tüketenlerin, tüketmeyenlere oranla daha uzun yaşadığı bulunmuştur. Yapısında bulunan fitokimyasallar DNA’yı koruyarak kanser gelişimini önler.

Zencefil

Bulantı ve kusmaların kontrol altına alınmasında yardımcı olarak kullandığımız zencefilin tümör büyümesini önlediğine dair bir veri bulunmamaktadır. Bazı bireylerde alerjik reaksiyona sebep olabildiğinden beslenme uzmanı veya doktor yardımı olmadan tüketmemek gerekir.

Kafein

Kadınlarda fibrokistik meme kistleri arttırdığı bildirilmiştir fakat kanser riskini artırdığına dair çalışma yoktur. Kafein tümör büyümesine sebep olmazken idrar söktürücü özelliği sebebiyle vücudun su kaybetmesine neden olur. Günde iki fincan çay veya kahveyle alınan kafein yeterlidir.

Beslenme Ve Diyet Uzmanı
Meltem Şeniz Toksoy